Aşık Veysel - Hayatı ve Şiirleri
1 sayfadaki 1 sayfası
Aşık Veysel - Hayatı ve Şiirleri
Ben giderim adım kalır
Dostlar beni hatırlasın
Düğün olur bayram gelir
Dostlar beni hatırlasın
Can bedenden ayrılacak
Tütmez baca, yanmaz ocak
Selam olsun kucak kucak
Dostlar beni hatırlasın...
Aşık Veysel, hayatini anlattığı bir şiirinde "Ücyüz-onda gelmiş idim cihana" diyor. Yıl 1894 oluyor hesapça. Sivas'a bağlı Şarkışla ilçesinin Sivrialan Köyünde dünyaya gelmiş. Anasi Gulizar, bir yaz günü koy dolaylarındaki Ayıpınar merasına koyun sağmaya gittiğinde; oracıkta bir yol üstünde doğurmuş Veysel'i. Göbeğini de kendi eliyle kesmiş. Yaman kadınmış Gülizar ana. Bebesini bir çaputa sarıp yürüye yürüye köye dönmüş. Babası Ahmet; bebenin adini Veysel koymuş. Yıllar geçmiş aradan büyümüş, konuşmuş, yürümüş Veysel çocuk. Böylece yedi yaşına varmış. O yıl bir çiçek hastalığı salgını olmuş Sivas'ta. Küçük Veysel de yakalanmış. Sol gözünde, cicegin beyi çıkmış kendi deyimiyle... Göz akıp gitmiş. Sağ gözüne de perde inmiş, önceleri. Yalnız ışığı seçebiliyormuş, bu gözüyle. Babasına "Çocuğu Akdağmadeni'ne götür, orada bu gözünü açacak bir doktor var." demişler. Sevinmiş Ahmet emmi. Gel gör ki talihsizlik yine yakasını bırakmamış Veysel'in. Bir gün inek sağarken babası yanına gelmiş. Veysel ansızın donuverince; yakında bulunan bir değneğin ucu öteki gözüne girivermiş. O göz de akıp gitmiş böylece. Veysel'in Ali adında bir ağabeysi ve Elif adında bir kız kardeşi varmış. Hepsi çok üzülmüşler Veysel'in kotu kaderine.
Babası meraklı adammış. Halk ozanlarından şiirler okuyup ezberleterek avutmaya çalışmış oğlunu. Sivas'ın köyleri saz sairleriyle dolu. Onlar da ara sıra gelip Ahmet emminin evine uğrarlarmış. Veysel ilgiyle dinlermiş calip söylediklerini. Babası, oğlunun ilgisini görünce; bir saz alıp vermiş ona. İlk saz derslerini, babasının arkadaşı olan Çamşıh'lı Ali Ağa'dan almış. Ve gitgide, kendini iyice saza vermiş Veysel. Unlu Halk ozanlarının şiirlerini çalıp söylemiş bir zaman. Yirmibes yasındayken (1919) anası, babası Veysel'i Esma adında bir kızla evermişler ve kısa sure sonra ikisi de göçüp gitmiş bu dünyadan (1921). Acı üstüne acı gelmiş, ama bitmemiş talihin kotu oyunu. İkinci çocuğu on günlükken, anasının memesi ağzına tıkanarak ölmüş, ardından da karisi yanaşmalarıyla evden kaçmış. Bu olay çok koymuş Veysel'e. Daha dertli olmuş ve iyice içine kapanmış. Karisi koyup gittiğinde bir kızı varmış Veysel'in. Daha bir yasini bile bitirmemiş. İki yıl kucağında gezdirmiş Veysel, ne çare o da yaşamamış. Bu sıralar Veysel'i yeniden evermişler. Bu karisi çocuk vermiş Aşığa. Biri olmuş, iki oğlan, dört kız, altısı sağ. Onlar da 18 torun vermiş Veysel'e.
Aşık Veysel, Cumhuriyetin Onuncu yıl dönümüne rastlayan 1933 yılına kadar, başka ozanların şiirlerini çalıp söylemiş. Kendi deyişlerini söylemekten utanır, çekinirmiş. O yıllarda sairlerimizden rahmetli Ahmet Kutsi Tecer tanımış Veysel'i. Onun ışık tutuculuğuyla Veysel'in şiirleri aydınlığa kavuşmuş. Veysel; şairliğinin gelişmesinde Tecer'in büyük yardımlarını gördüğünü söylerdi her zaman. Veysel'in gün ışığına çıkan ilk şiiri Gazi Mustafa Kemal Pasa için söylediği: "Türkiye'nin ihyası Hazreti Gazi" mısrasıyla başlayan şiirdir. Bundan sonra bütün yazdıklarını calip söyler olmuştu. 1933 yılına kadar, köyünden dışarı hemen hemen hiç çıkmadığı halde; bundan sonra bütün yurdu dolaşmış, yurdunun çeşitli şehirleriyle kasabalarını, köylerini yakından tanımıştır. Halk ozanlarından en çok Karacaoglan'i, Yunus'u, Emrah'i, Dertli'yi severdi. Çağımızın ozanlarından Ahmet Kutsi Tecer'in ayrı bir yeri vardı Veysel'de. Onun aracılığıyla Koy Enstitülerinde bir sure saz öğretmenliği de yapmıştı Veysel. Sırasıyla Arifiye, Hasanoğlan, Cifteler, Kastamonu, Yildizeli, Akpınar Koy Enstitülerinde bulunmuştu. 1952 yılında İstanbul'da büyük bir jübilesi yapılan Aşık Veysel'e 1965 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi, "Anadilimize ve Milli Birliğimize yaptığı hizmetlerden dolayı" özel bir kanunla vatani hizmet tertibinden aylık bağlamıştı.
Veysel'in bir başka özelliği daha vardı; köyünde ve çevresinde ondan önce bir tek meyve ağacı olmadığı halde, Sivrialan'da ilk meyve bahçesini o yetiştirmişti. Hem öyle bir bahçe ki, içinde elmadan kayısıya, kirazdan cevize kadar turlu turlu meyve ve çiçek vardı. Veysel, kardeşlerinin yardımıyla bu bahçeyi yapmaya başladığı zaman köylüleri "Atalarımız bunca yıl böyle bir is yapmamışlar, su kor adam onlardan iyi mi bilecek ki böyle ise kalkıştı?" demişler. Birkaç yıl sonra ağaçlar yetişmiş, meyve vermiş. Köylüler önceki dediklerini hatırlayıp utanmışlar ve bu defa "O kor değilmiş, meğer kor olan bizmişiz diyerek Aşık Veysel'i kutlamışlar. iste böylesine uzağı gören bir insandı o... Yetmiş yıl karanlık bir dünyada yaşadı (ölümü 21 Mart 1973). Fakat karanlık gözlerindeydi yalnız, içi apaydınlıktı, şiirleri de öyle... Halk şiirimizin bu güçlü ozanı yarim yüzyılı aşkın bir sure yazdıklarıyla, calip söyledikleriyle çevresine ışıklar saçtı. Sanırım simdi de mezarında son uykusunu ışıklar içinde uyuyordur. Yalnız çağımızda yasayanlar değil, bizden çok sonra yasayacaklar da "Dostlar Beni Hatırlasın" şiirini unutmayacaklar ve her zaman rahmetle anacaklardır.
Dostlar beni hatırlasın
Düğün olur bayram gelir
Dostlar beni hatırlasın
Can bedenden ayrılacak
Tütmez baca, yanmaz ocak
Selam olsun kucak kucak
Dostlar beni hatırlasın...
Aşık Veysel, hayatini anlattığı bir şiirinde "Ücyüz-onda gelmiş idim cihana" diyor. Yıl 1894 oluyor hesapça. Sivas'a bağlı Şarkışla ilçesinin Sivrialan Köyünde dünyaya gelmiş. Anasi Gulizar, bir yaz günü koy dolaylarındaki Ayıpınar merasına koyun sağmaya gittiğinde; oracıkta bir yol üstünde doğurmuş Veysel'i. Göbeğini de kendi eliyle kesmiş. Yaman kadınmış Gülizar ana. Bebesini bir çaputa sarıp yürüye yürüye köye dönmüş. Babası Ahmet; bebenin adini Veysel koymuş. Yıllar geçmiş aradan büyümüş, konuşmuş, yürümüş Veysel çocuk. Böylece yedi yaşına varmış. O yıl bir çiçek hastalığı salgını olmuş Sivas'ta. Küçük Veysel de yakalanmış. Sol gözünde, cicegin beyi çıkmış kendi deyimiyle... Göz akıp gitmiş. Sağ gözüne de perde inmiş, önceleri. Yalnız ışığı seçebiliyormuş, bu gözüyle. Babasına "Çocuğu Akdağmadeni'ne götür, orada bu gözünü açacak bir doktor var." demişler. Sevinmiş Ahmet emmi. Gel gör ki talihsizlik yine yakasını bırakmamış Veysel'in. Bir gün inek sağarken babası yanına gelmiş. Veysel ansızın donuverince; yakında bulunan bir değneğin ucu öteki gözüne girivermiş. O göz de akıp gitmiş böylece. Veysel'in Ali adında bir ağabeysi ve Elif adında bir kız kardeşi varmış. Hepsi çok üzülmüşler Veysel'in kotu kaderine.
Babası meraklı adammış. Halk ozanlarından şiirler okuyup ezberleterek avutmaya çalışmış oğlunu. Sivas'ın köyleri saz sairleriyle dolu. Onlar da ara sıra gelip Ahmet emminin evine uğrarlarmış. Veysel ilgiyle dinlermiş calip söylediklerini. Babası, oğlunun ilgisini görünce; bir saz alıp vermiş ona. İlk saz derslerini, babasının arkadaşı olan Çamşıh'lı Ali Ağa'dan almış. Ve gitgide, kendini iyice saza vermiş Veysel. Unlu Halk ozanlarının şiirlerini çalıp söylemiş bir zaman. Yirmibes yasındayken (1919) anası, babası Veysel'i Esma adında bir kızla evermişler ve kısa sure sonra ikisi de göçüp gitmiş bu dünyadan (1921). Acı üstüne acı gelmiş, ama bitmemiş talihin kotu oyunu. İkinci çocuğu on günlükken, anasının memesi ağzına tıkanarak ölmüş, ardından da karisi yanaşmalarıyla evden kaçmış. Bu olay çok koymuş Veysel'e. Daha dertli olmuş ve iyice içine kapanmış. Karisi koyup gittiğinde bir kızı varmış Veysel'in. Daha bir yasini bile bitirmemiş. İki yıl kucağında gezdirmiş Veysel, ne çare o da yaşamamış. Bu sıralar Veysel'i yeniden evermişler. Bu karisi çocuk vermiş Aşığa. Biri olmuş, iki oğlan, dört kız, altısı sağ. Onlar da 18 torun vermiş Veysel'e.
Aşık Veysel, Cumhuriyetin Onuncu yıl dönümüne rastlayan 1933 yılına kadar, başka ozanların şiirlerini çalıp söylemiş. Kendi deyişlerini söylemekten utanır, çekinirmiş. O yıllarda sairlerimizden rahmetli Ahmet Kutsi Tecer tanımış Veysel'i. Onun ışık tutuculuğuyla Veysel'in şiirleri aydınlığa kavuşmuş. Veysel; şairliğinin gelişmesinde Tecer'in büyük yardımlarını gördüğünü söylerdi her zaman. Veysel'in gün ışığına çıkan ilk şiiri Gazi Mustafa Kemal Pasa için söylediği: "Türkiye'nin ihyası Hazreti Gazi" mısrasıyla başlayan şiirdir. Bundan sonra bütün yazdıklarını calip söyler olmuştu. 1933 yılına kadar, köyünden dışarı hemen hemen hiç çıkmadığı halde; bundan sonra bütün yurdu dolaşmış, yurdunun çeşitli şehirleriyle kasabalarını, köylerini yakından tanımıştır. Halk ozanlarından en çok Karacaoglan'i, Yunus'u, Emrah'i, Dertli'yi severdi. Çağımızın ozanlarından Ahmet Kutsi Tecer'in ayrı bir yeri vardı Veysel'de. Onun aracılığıyla Koy Enstitülerinde bir sure saz öğretmenliği de yapmıştı Veysel. Sırasıyla Arifiye, Hasanoğlan, Cifteler, Kastamonu, Yildizeli, Akpınar Koy Enstitülerinde bulunmuştu. 1952 yılında İstanbul'da büyük bir jübilesi yapılan Aşık Veysel'e 1965 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi, "Anadilimize ve Milli Birliğimize yaptığı hizmetlerden dolayı" özel bir kanunla vatani hizmet tertibinden aylık bağlamıştı.
Veysel'in bir başka özelliği daha vardı; köyünde ve çevresinde ondan önce bir tek meyve ağacı olmadığı halde, Sivrialan'da ilk meyve bahçesini o yetiştirmişti. Hem öyle bir bahçe ki, içinde elmadan kayısıya, kirazdan cevize kadar turlu turlu meyve ve çiçek vardı. Veysel, kardeşlerinin yardımıyla bu bahçeyi yapmaya başladığı zaman köylüleri "Atalarımız bunca yıl böyle bir is yapmamışlar, su kor adam onlardan iyi mi bilecek ki böyle ise kalkıştı?" demişler. Birkaç yıl sonra ağaçlar yetişmiş, meyve vermiş. Köylüler önceki dediklerini hatırlayıp utanmışlar ve bu defa "O kor değilmiş, meğer kor olan bizmişiz diyerek Aşık Veysel'i kutlamışlar. iste böylesine uzağı gören bir insandı o... Yetmiş yıl karanlık bir dünyada yaşadı (ölümü 21 Mart 1973). Fakat karanlık gözlerindeydi yalnız, içi apaydınlıktı, şiirleri de öyle... Halk şiirimizin bu güçlü ozanı yarim yüzyılı aşkın bir sure yazdıklarıyla, calip söyledikleriyle çevresine ışıklar saçtı. Sanırım simdi de mezarında son uykusunu ışıklar içinde uyuyordur. Yalnız çağımızda yasayanlar değil, bizden çok sonra yasayacaklar da "Dostlar Beni Hatırlasın" şiirini unutmayacaklar ve her zaman rahmetle anacaklardır.
Aşık Veysel - şiirleri
AĞLAR VEYSEL ÇIKMAZ SESİ
Ah çektikçe erir gider
Yüreğimin yağı benim
Seni görsem durur gider
Dillerimin bağı benim
Gam leskesi saf saf oldu
Hep sözlerim boş laf oldu
Senin yolunda mahv oldu
Gençliğimin çağı benim
Ah belimi büken oldu
Gurbet bana diken oldu
Altı aydır mekan oldu
Dibi kırkkız dağı benim
Sensin derdine düştüğüm
Hayal oldu konuştuğum
Her gün yediğim içtiğim
İçerimde ağu benim
Ağlar VEYSEL çıkmaz sesi
Gine coştu gam deryası
Garip gönlümün yaylası
Güzel hüsnün bağı benim
AĞLAYI AĞLAYI VARDIM PINARA
Ağlayı ağlayı vardım pınara
Kirli yağlığımı yuvermediler
Herkes destisini doldurdu çıktı
Bana da bi damla su vermediler
Elimde bir kadeh vardım kurnaya
Hücum eylediler bana vurmaya
Elimdeki kadehimi kırmaya
Tuttular bir kaçı koyvermediler
Al bu kadehini kaldır dediler
Gözünün yaşıyle doldur dediler
Bir fincan su verdik bildir dediler
Sanki ya verdiler ya vermediler
Çalıştım kadehim dolduramadım
Kimseye halimi bildiremedim
Gönlümün arzusunu aldıramadım
Dileğim hekime deyvermediler
Veysel bu sitemler canımı yaktı
Güzellerde eda yoktur naz kalktı
Herkes üç beşini aldı bıraktı
Beni de bir kere evermediler
ALA GÖZLÜ BENLİ DİLBER
Ala gözlü benli dilber
Bir gün gelsen bize doğru
Seni sevdim can u dilden
Çekme kendini naza doğru
Ne pervam var ne de perdem
Sanma beni hali bir dem
Söyler seni teller her dem
Kulak versen saza doğru
Aşıka zülfükar isen
Gülsen de güle zar isen
Hakikatli bir yar isen
Ben geleyim size doğru
Gönülleri bir edelim
Gayrileri biz nidelim
İkimiz de bir gidelim
Yürüyelim ize doğru
Bir gün için feryadı zar
Bülbül eder her dem seher
Aç sinemi gel gör ne var
Arttı derdim yüze doğru
Kafi derdim bir derd katma
Veysel'i yabana atma
Kerem eyle çok uzatma
Kavuşalım yaza doğru.
ALDANMA CAHİLİN KURU LAFINA
Aldanma cahilin kuru lafına
Kültürsüz insanın kulu yalandır
Hükmetse dünyanın her tarafına
Arzusu hedefi yolu yalandır
Kar suyundan süzen çeşme göl olmaz
Gül dikende biter diken gül olmaz
Diz diz eden her sineğin bal'olmaz
Peteksiz arının balı yalandır
İnsan bir deryadır ilimle mahir
İlimsiz insanın şöhreti zahir
Cahilden iyilik beklenmez ahir
İşleği ameli hali yalandır
Cahil okur amma alim olamaz
Kamillik ilmini herkes bilemez
Veysel bu sözlerin halka yaramaz
Sonra sana derler deli yalandır
ALLAH BİRDİR PEYGAMBER HAK
Allah birdir Peygamber Hak
Rabbül alemindir mutlak
Senlik benlik nedir bırak
Söyleyim geldi sırası
Kürt'ü Türk'ü ve Çerkes'i
Hep Adem'in oğlu kızı
Beraberce şehit gazi
Yanlış var mı ve neresi?
Kuran'a bak İncil'e bak
Dört kitabın dördü de Hak
Hakir görüp ırk ayırmak
Hakikatte yüz karası
Binbir ismin birinden tut
Senlik benlik nedir sil at
Tuttuğun yola doğru git
Yoldan çıkıp olma asi
Yezit nedir, ne kızılbaş
Değil miyiz hep bir kardaş
Bizi yakar bizim ateş
Söndürmektir tek çaresi
Kimi ne çeker dilinden
Hem belinden hem elinden
Hayır ve şer emelinden
Hakikat bunun burası
Şu alemi yaratan bir
Odur külli şeye kadir
Alevi Sünnilik nedir
Menfaattir varvarası
Cümle canlı hep topraktan
Var olmuşuz emir Haktan
Rahmet dile sen Allah'tan
Tükenmez rahmet deryası
Veysel sapma sağa sola
Sen Allah'tan birlik dile
İkilikten gelir bela
Dava insanlık davası…
ANAMA
Dokuz ay koynunda gezdirdi beni
Ne cefalar çekti ne etti Anam
Acı tatlı zahmetime katlandı
Uçurdu yuvadan yürüttü Anam
Anaların hakkı kolay ödenmez
Analara ne yakışmaz ne denmez
Kan uykudan gece kalkar gücenmez
Emzirdi salladı uyuttu Anam
Doğurdu beni Sivas ilinde
Sivralan Köyünde tarla yolunda
Azığı sırtında orak elinde
Taşlı tarlalarda avuttu Anam
Ben yürürdüm Anam bakar gülerdi
Huysuzluk edersem kalkar döverdi
Hemen kucaklayıp okşar severdi
Çirkin huylarımı soyuttu Anam
Çocuğudum Anam bana ders verdi
Okumamı çalışmamı ön gördü
Milletine bağlı ol da dur derdi
Vatan sevgisini giyitti Anam
Tükenmez borcum var Anama benim
Onun varlığından oldu bedenim
Kimi köylü kızı kimisi hanım
Ta ezel tarihte kayıtlı Anam
Veysel der kopar mı Analar bağı
Analar doğurmuş ağayı beyi
İşte budur sözlerimin gerçeği
Okuttu öğretti büyüttü Anam
ANLATAMAM DERDİMİ DERTSİZ İNSANA
Anlatamam derdimi dertsiz insana
Derd çekmeyen dert kıymetin bilemez
Derdim bana derman imiş bilmedim
Hiçbir zaman gül dikensiz olamaz
Gülü yetiştirir dikenli çalı
Arı her çiçekten yapıyor balı
Kişi sabır ile bulur kemali
Sabretmeyen maksudunu bulamaz
Ah çeker aşıklar ağlar zarınan
Yüce dağlar şöhret bulmuş karınan
Çağlar deli gönül ırmaklarınan
Ağlar ağlar göz yaşların silemez
Veysel günler geçti yaş altmış oldu
Döküldü yaprağım güllerim soldu
Gemi yükün aldı gam ilen doldu
Harekete kimse mani olamaz
ASLIMA KARIŞIP TOPRAK OLUNCA
Aslıma karışıp toprak olunca
Çiçek olur mezarımı süslerim
Dağlar yeşil giyer bulutlar ağlar
Gök yüzünde dalgalanır seslerim
Ne zaman toprakla birleşir cismim
Cümle mahluk ile bir olur ismim
Ne hasudum kalır ne de bir hasmım
Eski düşmanlarım olur dostlarım
Evvel de topraktır sonra da adım
Geldim gittim bu sahnede oynadım
Türlü türlü tebdilata uğradım
Gahi viran şen olurdu postlarım
Benden ayrılınca kin ve buğuzum
Herkese güzellik gösterir yüzüm
Topraktır cesedim güneştir özüm
Hava yağmur uyandırır hislerim
Alemler alemi ölçer biçerler
Hamını hasını eller seçerler
Bu dünya fanidir konar göçerler
Veysel der ki gel barışak küslerim
AŞIKLAR
Karadeniz gibi kükrer coşarsa
Dalgası gelince yaman aşıklar
Hırs gelip de ayranlığı şişerse
Kaybeder irade, dümen aşıklar
Ağzına geleni hemen atarlar
Ben aşığım diye çalım satarlar
Haram demez helal demez yutarlar
Bibersiz baharsız çemen aşıklar
Karanlıkta ayna görse ay sanır
Üryada şarap içse mey sanır
Mezarlığa yol uğrasa köy sanır
Gözleri kararmış duman aşıklar
İyi demez kötü demez metheder
Bakarsın ki bir tel kırmış çat eder
Sorsan baksan aşka binmiş at eder
Yorulup yollarda kalan aşıklar
Şehvetle aşıktır kıza geline
Arı olan tuz katar mı balına
Ebrişimden nazik ipek teline
Tadarlar çeşitli yalan aşıklar
Kabını yumaya bulamaz karı
Hind'ten Hindistan'dan bahseder yari
Beğenmez topalı bulamaz körü
İsterler bir kaşı keman aşıklar
Asıl aşıkların arzu cemaldir
Arifler bilirler ehl-i kemaldir
Aşıklar bizlere yüz yıllık yoldur
Koşsak da peşinden hemen aşıklar
Aşıklar çoğaldı sadık az kaldı
Fikreyle ey Veysel ne zaman geldi
Şiirde ne özet ne bir öz kaldı
Savurur denesiz saman aşıklar
AŞKIN BENİ ELDEN ELE GEZDİRDİ
Aşkın beni elden ele gezdirdi
Çok dolandım bulamadım eşini
Beni candan usandırdı bezdirdi
Tuzlu imiş yiyemedim aşını
Benim ile gezdin beni arattın
Beraber oturup beraber yattın
Türlü türlü güllerinden koklattın
Aşık ettin güle bülbül kuşunu
Altmış iki yıldır seni ararım
Tükendi sabrım yoktur kararım
Dağa taşa kurda kuşa sorarım
Kimse bilmez hikmetini işini
Her millete birer yüzden göründün
Kendini sakladın sardın sarındın
Bu dünyayı sen yarattın girindin
Her nesnede gösterirsin nakşını
Görenlere açık körlere gizli
Kimine göründün oruç namazlı
Veysel'e göründün cilveli nazlı
Tutan bırakır mı senin peşini
...
Ah çektikçe erir gider
Yüreğimin yağı benim
Seni görsem durur gider
Dillerimin bağı benim
Gam leskesi saf saf oldu
Hep sözlerim boş laf oldu
Senin yolunda mahv oldu
Gençliğimin çağı benim
Ah belimi büken oldu
Gurbet bana diken oldu
Altı aydır mekan oldu
Dibi kırkkız dağı benim
Sensin derdine düştüğüm
Hayal oldu konuştuğum
Her gün yediğim içtiğim
İçerimde ağu benim
Ağlar VEYSEL çıkmaz sesi
Gine coştu gam deryası
Garip gönlümün yaylası
Güzel hüsnün bağı benim
AĞLAYI AĞLAYI VARDIM PINARA
Ağlayı ağlayı vardım pınara
Kirli yağlığımı yuvermediler
Herkes destisini doldurdu çıktı
Bana da bi damla su vermediler
Elimde bir kadeh vardım kurnaya
Hücum eylediler bana vurmaya
Elimdeki kadehimi kırmaya
Tuttular bir kaçı koyvermediler
Al bu kadehini kaldır dediler
Gözünün yaşıyle doldur dediler
Bir fincan su verdik bildir dediler
Sanki ya verdiler ya vermediler
Çalıştım kadehim dolduramadım
Kimseye halimi bildiremedim
Gönlümün arzusunu aldıramadım
Dileğim hekime deyvermediler
Veysel bu sitemler canımı yaktı
Güzellerde eda yoktur naz kalktı
Herkes üç beşini aldı bıraktı
Beni de bir kere evermediler
ALA GÖZLÜ BENLİ DİLBER
Ala gözlü benli dilber
Bir gün gelsen bize doğru
Seni sevdim can u dilden
Çekme kendini naza doğru
Ne pervam var ne de perdem
Sanma beni hali bir dem
Söyler seni teller her dem
Kulak versen saza doğru
Aşıka zülfükar isen
Gülsen de güle zar isen
Hakikatli bir yar isen
Ben geleyim size doğru
Gönülleri bir edelim
Gayrileri biz nidelim
İkimiz de bir gidelim
Yürüyelim ize doğru
Bir gün için feryadı zar
Bülbül eder her dem seher
Aç sinemi gel gör ne var
Arttı derdim yüze doğru
Kafi derdim bir derd katma
Veysel'i yabana atma
Kerem eyle çok uzatma
Kavuşalım yaza doğru.
ALDANMA CAHİLİN KURU LAFINA
Aldanma cahilin kuru lafına
Kültürsüz insanın kulu yalandır
Hükmetse dünyanın her tarafına
Arzusu hedefi yolu yalandır
Kar suyundan süzen çeşme göl olmaz
Gül dikende biter diken gül olmaz
Diz diz eden her sineğin bal'olmaz
Peteksiz arının balı yalandır
İnsan bir deryadır ilimle mahir
İlimsiz insanın şöhreti zahir
Cahilden iyilik beklenmez ahir
İşleği ameli hali yalandır
Cahil okur amma alim olamaz
Kamillik ilmini herkes bilemez
Veysel bu sözlerin halka yaramaz
Sonra sana derler deli yalandır
ALLAH BİRDİR PEYGAMBER HAK
Allah birdir Peygamber Hak
Rabbül alemindir mutlak
Senlik benlik nedir bırak
Söyleyim geldi sırası
Kürt'ü Türk'ü ve Çerkes'i
Hep Adem'in oğlu kızı
Beraberce şehit gazi
Yanlış var mı ve neresi?
Kuran'a bak İncil'e bak
Dört kitabın dördü de Hak
Hakir görüp ırk ayırmak
Hakikatte yüz karası
Binbir ismin birinden tut
Senlik benlik nedir sil at
Tuttuğun yola doğru git
Yoldan çıkıp olma asi
Yezit nedir, ne kızılbaş
Değil miyiz hep bir kardaş
Bizi yakar bizim ateş
Söndürmektir tek çaresi
Kimi ne çeker dilinden
Hem belinden hem elinden
Hayır ve şer emelinden
Hakikat bunun burası
Şu alemi yaratan bir
Odur külli şeye kadir
Alevi Sünnilik nedir
Menfaattir varvarası
Cümle canlı hep topraktan
Var olmuşuz emir Haktan
Rahmet dile sen Allah'tan
Tükenmez rahmet deryası
Veysel sapma sağa sola
Sen Allah'tan birlik dile
İkilikten gelir bela
Dava insanlık davası…
ANAMA
Dokuz ay koynunda gezdirdi beni
Ne cefalar çekti ne etti Anam
Acı tatlı zahmetime katlandı
Uçurdu yuvadan yürüttü Anam
Anaların hakkı kolay ödenmez
Analara ne yakışmaz ne denmez
Kan uykudan gece kalkar gücenmez
Emzirdi salladı uyuttu Anam
Doğurdu beni Sivas ilinde
Sivralan Köyünde tarla yolunda
Azığı sırtında orak elinde
Taşlı tarlalarda avuttu Anam
Ben yürürdüm Anam bakar gülerdi
Huysuzluk edersem kalkar döverdi
Hemen kucaklayıp okşar severdi
Çirkin huylarımı soyuttu Anam
Çocuğudum Anam bana ders verdi
Okumamı çalışmamı ön gördü
Milletine bağlı ol da dur derdi
Vatan sevgisini giyitti Anam
Tükenmez borcum var Anama benim
Onun varlığından oldu bedenim
Kimi köylü kızı kimisi hanım
Ta ezel tarihte kayıtlı Anam
Veysel der kopar mı Analar bağı
Analar doğurmuş ağayı beyi
İşte budur sözlerimin gerçeği
Okuttu öğretti büyüttü Anam
ANLATAMAM DERDİMİ DERTSİZ İNSANA
Anlatamam derdimi dertsiz insana
Derd çekmeyen dert kıymetin bilemez
Derdim bana derman imiş bilmedim
Hiçbir zaman gül dikensiz olamaz
Gülü yetiştirir dikenli çalı
Arı her çiçekten yapıyor balı
Kişi sabır ile bulur kemali
Sabretmeyen maksudunu bulamaz
Ah çeker aşıklar ağlar zarınan
Yüce dağlar şöhret bulmuş karınan
Çağlar deli gönül ırmaklarınan
Ağlar ağlar göz yaşların silemez
Veysel günler geçti yaş altmış oldu
Döküldü yaprağım güllerim soldu
Gemi yükün aldı gam ilen doldu
Harekete kimse mani olamaz
ASLIMA KARIŞIP TOPRAK OLUNCA
Aslıma karışıp toprak olunca
Çiçek olur mezarımı süslerim
Dağlar yeşil giyer bulutlar ağlar
Gök yüzünde dalgalanır seslerim
Ne zaman toprakla birleşir cismim
Cümle mahluk ile bir olur ismim
Ne hasudum kalır ne de bir hasmım
Eski düşmanlarım olur dostlarım
Evvel de topraktır sonra da adım
Geldim gittim bu sahnede oynadım
Türlü türlü tebdilata uğradım
Gahi viran şen olurdu postlarım
Benden ayrılınca kin ve buğuzum
Herkese güzellik gösterir yüzüm
Topraktır cesedim güneştir özüm
Hava yağmur uyandırır hislerim
Alemler alemi ölçer biçerler
Hamını hasını eller seçerler
Bu dünya fanidir konar göçerler
Veysel der ki gel barışak küslerim
AŞIKLAR
Karadeniz gibi kükrer coşarsa
Dalgası gelince yaman aşıklar
Hırs gelip de ayranlığı şişerse
Kaybeder irade, dümen aşıklar
Ağzına geleni hemen atarlar
Ben aşığım diye çalım satarlar
Haram demez helal demez yutarlar
Bibersiz baharsız çemen aşıklar
Karanlıkta ayna görse ay sanır
Üryada şarap içse mey sanır
Mezarlığa yol uğrasa köy sanır
Gözleri kararmış duman aşıklar
İyi demez kötü demez metheder
Bakarsın ki bir tel kırmış çat eder
Sorsan baksan aşka binmiş at eder
Yorulup yollarda kalan aşıklar
Şehvetle aşıktır kıza geline
Arı olan tuz katar mı balına
Ebrişimden nazik ipek teline
Tadarlar çeşitli yalan aşıklar
Kabını yumaya bulamaz karı
Hind'ten Hindistan'dan bahseder yari
Beğenmez topalı bulamaz körü
İsterler bir kaşı keman aşıklar
Asıl aşıkların arzu cemaldir
Arifler bilirler ehl-i kemaldir
Aşıklar bizlere yüz yıllık yoldur
Koşsak da peşinden hemen aşıklar
Aşıklar çoğaldı sadık az kaldı
Fikreyle ey Veysel ne zaman geldi
Şiirde ne özet ne bir öz kaldı
Savurur denesiz saman aşıklar
AŞKIN BENİ ELDEN ELE GEZDİRDİ
Aşkın beni elden ele gezdirdi
Çok dolandım bulamadım eşini
Beni candan usandırdı bezdirdi
Tuzlu imiş yiyemedim aşını
Benim ile gezdin beni arattın
Beraber oturup beraber yattın
Türlü türlü güllerinden koklattın
Aşık ettin güle bülbül kuşunu
Altmış iki yıldır seni ararım
Tükendi sabrım yoktur kararım
Dağa taşa kurda kuşa sorarım
Kimse bilmez hikmetini işini
Her millete birer yüzden göründün
Kendini sakladın sardın sarındın
Bu dünyayı sen yarattın girindin
Her nesnede gösterirsin nakşını
Görenlere açık körlere gizli
Kimine göründün oruç namazlı
Veysel'e göründün cilveli nazlı
Tutan bırakır mı senin peşini
...
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Çarş. 24 Ekim 2012, 00:30 tarafından Admin
» 100 büyükler
C.tesi 27 Şub. 2010, 03:16 tarafından Admin
» Ergenekon & Büyük klüp
Paz 19 Nis. 2009, 01:57 tarafından Admin
» Gizemli Haham MİT elemanı çıktı
Çarş. 26 Kas. 2008, 14:18 tarafından Admin
» ERGENEKON'un internet adresleri
C.tesi 04 Ekim 2008, 03:10 tarafından Admin
» KOLERA
Perş. 18 Eyl. 2008, 22:37 tarafından Admin
» yeni bir merhaba
Salı 16 Eyl. 2008, 19:47 tarafından Admin
» Darbe Çığırtkanları, ALIN SİZE DARBE !
Paz 14 Eyl. 2008, 01:27 tarafından Admin
» kurtlar vadisi gercek kişilikler
Perş. 11 Eyl. 2008, 23:37 tarafından Admin
» İşte PKK'nın sözde yönetim takımı
Perş. 11 Eyl. 2008, 23:30 tarafından Admin
» Yüzyılın en büyük davası : Ergenekon Operasyonu
C.tesi 26 Tem. 2008, 06:48 tarafından Admin
» KARAR BİRKAÇ SAATTE DE VERİLEBİLİR
Perş. 24 Tem. 2008, 09:10 tarafından Admin
» Ajan gazeteciler... Yazar Zihni Çakır, Ergenekon'un Çöküşü - 2
C.tesi 19 Tem. 2008, 03:15 tarafından Admin
» Türkiye'nin yakın tarihi : 7 darbe + 5 darbe girişimi ( Sarıkız, Ayışığı, Ayışığı-2 , Eldiven ve Yakamoz ) + Lahika 1
Cuma 18 Tem. 2008, 00:43 tarafından Admin
» MİT, Ergenekon'u beş yıl önce deşifre etmiş
Cuma 11 Tem. 2008, 19:25 tarafından Admin
» Ergenekon zanlısından dehşete düşüren telefon
Cuma 11 Tem. 2008, 19:19 tarafından Admin
» Abdüllatif Şener AK Parti'den istifa eti
Cuma 11 Tem. 2008, 19:15 tarafından Admin
» Vali: Eylem bir intihar saldırısı, 10 kişi gözaltında, kaçan 4. terörist de yakalandı
Cuma 11 Tem. 2008, 19:01 tarafından Admin
» Ergenekon'un ilginç yeni karargahı
Cuma 11 Tem. 2008, 18:57 tarafından Admin
» Darbe günlükleri ADD'de çıktı
Cuma 11 Tem. 2008, 00:46 tarafından Admin
» Ergenekonun üstünü neyle örtmeye çalışıyolar ?
Cuma 11 Tem. 2008, 00:33 tarafından Admin
» Ergenekon, Taksim'de bombalı eylem için tim kurmuş
Perş. 10 Tem. 2008, 01:33 tarafından Admin
» İstanbul'daki ABD Başkonsolosluğuna terör saldırısı düzenlendi, 3 Polisimiz şehit oldu
Perş. 10 Tem. 2008, 01:26 tarafından Admin
» Hilmi Özkök, darbe girişimini yalanlamadı
Perş. 10 Tem. 2008, 01:20 tarafından Admin
» PKK, 3 Alman dağcıyı kaçırdı
Perş. 10 Tem. 2008, 01:13 tarafından Admin
» Ergenekon zanlıları, Harp Okulu öğrencileriyle de görüşüyormuş
Perş. 10 Tem. 2008, 01:10 tarafından Admin
» Fırat, CHP'ye yüklendi: Acaba Ergenekon'la ilgili bir korkuları mı var ?
Perş. 10 Tem. 2008, 01:07 tarafından Admin
» Metris'ten Kocaeli F tipi cezaevine sevkedildiler
Çarş. 09 Tem. 2008, 02:41 tarafından Admin
» Ergenekon, Büyükanıt'ı da fişlemiş
Çarş. 09 Tem. 2008, 02:17 tarafından Admin
» Ergenekon'un üçüncü bir darbe planı daha ortaya çıktı; Kodadı: Eldiven
Salı 08 Tem. 2008, 00:40 tarafından Admin
» Eruygur'un ofisinde baston şeklinde esrarengiz silah
Salı 08 Tem. 2008, 00:36 tarafından Admin
» Emekli Oramiral Özden Örnek'ten 'Darbe günlüğü' açıklaması
Salı 08 Tem. 2008, 00:31 tarafından Admin
» İşte 'Darbe Günlükleri'nin tam metni
Ptsi 07 Tem. 2008, 00:14 tarafından Admin
» Yeni adresleri Metris Cezaevi
Ptsi 07 Tem. 2008, 00:10 tarafından Admin
» Mete Göktürk: Çetenin dışarıda kalan unsurları devreye girerse, dağ fare doğurur
Ptsi 07 Tem. 2008, 00:03 tarafından Admin
» Tuncay Özkan'ın 'kaos' mitingi deşifre olunca kimse katılmadı
Paz 06 Tem. 2008, 23:58 tarafından Admin
» Can Dündar, Savcı Zekeriya Öz'ü hedef göstermekten ifade vermiş
Paz 06 Tem. 2008, 23:52 tarafından Admin
» Ergenekon zanlısı Kuddusi Okkır öldü
Paz 06 Tem. 2008, 23:50 tarafından Admin
» Eruygur ve Tolon tutuklandı
Paz 06 Tem. 2008, 03:34 tarafından Admin
» Sinan Aygün ve emekli Albay Uğur tutuklandı
Paz 06 Tem. 2008, 03:31 tarafından Admin
» Abdüllatif Şener karar verdi, parti kuruyor
Paz 06 Tem. 2008, 03:20 tarafından Admin
» Türk-Kazak ilişkilerini Türk dünyasına örnek gösterdi
Paz 06 Tem. 2008, 03:16 tarafından Admin
» Rus-Gürcü gerilimi tırmandı Kafkasya yine diken üstünde
Paz 06 Tem. 2008, 03:12 tarafından Admin
» Ergenekon zanlısı Osman Gürbüz, Gazi provokatörü çıktı
C.tesi 05 Tem. 2008, 00:09 tarafından Admin
» Paksüt: Hangi karar çıkarsa çıksın Türkiye'de kıyamet kopacak
C.tesi 05 Tem. 2008, 00:00 tarafından Admin
» Temmuz'a kadar ülkeyi kana bulayacaklardı
Cuma 04 Tem. 2008, 02:47 tarafından Admin
» Devletin milletle barışması açısından Ergenekon - Mustafa Acar -
Cuma 04 Tem. 2008, 02:44 tarafından Admin
» DHKP-C'nin Başbakan'a suikast planlarında Ergenekon izi
Cuma 04 Tem. 2008, 02:39 tarafından Admin
» 'Mitingler planlandığı gibi pazar günü yapılacak'
Cuma 04 Tem. 2008, 02:37 tarafından Admin
» Askeri tahrik edenler, şimdi panikteler... - Hüseyin Gülerce -
Perş. 03 Tem. 2008, 01:37 tarafından Admin
» Ergenekon zanlıları 'terör örgütü'nden yargılanacak
Perş. 03 Tem. 2008, 01:29 tarafından Admin
» İlginç iddia: Madımak'ın arkasında Ergenekon vardı
Perş. 03 Tem. 2008, 01:26 tarafından Admin
» Küçük'ten büyüğe Ergenekon'dan çıkış - İrfan Yıldırım -
Perş. 03 Tem. 2008, 01:22 tarafından Admin
» Gözaltı kararı çıktığı gün Rusya'ya gitmiş
Perş. 03 Tem. 2008, 01:18 tarafından Admin
» Rusya ile hedef; çok boyutlu yoğunlaştırılmış ortaklık
Perş. 03 Tem. 2008, 01:15 tarafından Admin
» Futbolda İngiltere'yi geçtik!
Perş. 03 Tem. 2008, 01:12 tarafından Admin
» Deniz ******: Çok saygın insanlar gözaltına alınıyor
Perş. 03 Tem. 2008, 01:08 tarafından Admin
» Ergenekon'a 'rövanş' demek savcılara haksızlık
Perş. 03 Tem. 2008, 01:05 tarafından Admin
» Kim kimdir?
Çarş. 02 Tem. 2008, 06:19 tarafından Admin
» 23 kişi gözaltına alındı, 1 kişi aranıyor
Çarş. 02 Tem. 2008, 06:15 tarafından Admin
» Gecekondudaki el bombalarıyla başlamıştı
Çarş. 02 Tem. 2008, 06:03 tarafından Admin
» Ergenekon'da büyük gözaltı
Çarş. 02 Tem. 2008, 06:03 tarafından Admin
» Anayasa Mahkemesi'nden kapatmaya karşı özgürlükçü yorum
Çarş. 02 Tem. 2008, 05:38 tarafından Admin
» Ergenekon Erzurum'a uzandı
Çarş. 02 Tem. 2008, 05:35 tarafından Admin
» Siyasetin gündemi Ergenekon soruşturması
Çarş. 02 Tem. 2008, 01:10 tarafından Admin
» İddianame bitme aşamasına geldi
Çarş. 02 Tem. 2008, 01:05 tarafından Admin
» Bazılarının kimyası bozuldu - Ali AKKUŞ -
Çarş. 02 Tem. 2008, 01:00 tarafından Admin
» Aygün'ün tuvaletindeki esrarengiz silah
Çarş. 02 Tem. 2008, 00:55 tarafından Admin
» Dış ve iç gelişmeler vurdu Borsa dip, faiz tavan yaptı
Çarş. 02 Tem. 2008, 00:51 tarafından Admin
» Talat ile Hıristofyas 'tek egemenlik' için el sıkıştı
Çarş. 02 Tem. 2008, 00:49 tarafından Admin
» Cumhuriyet yazarından tehdit gibi sözler
Çarş. 02 Tem. 2008, 00:45 tarafından Admin
» ATO'yu ziyaret eden CHP'liler Ergenekon zanlılarına destek verdi
Çarş. 02 Tem. 2008, 00:42 tarafından Admin
» Anayasa Mahkemesinden suç duyurusu: CHP, hesaplarında 1 milyon YTL usulsüzlük yaptı
Cuma 27 Haz. 2008, 18:36 tarafından Admin
» Avrupa'dan sert uyarı: Parti kapatmak demokrasiye darbe olur
Cuma 27 Haz. 2008, 18:33 tarafından Admin
» Sınırda mayın temizliği çalışması başladı
Cuma 27 Haz. 2008, 18:25 tarafından Admin
» 'AK Parti ile DTP arasındaki farkı gözetiyoruz'
Cuma 27 Haz. 2008, 18:19 tarafından Admin
» Ürküten rapor: İncirlik üssü ABD'nin nükleer silah deposu
Cuma 27 Haz. 2008, 18:15 tarafından Admin
» YAŞ öncesindeki son MGK beş buçuk saat sürdü
Perş. 26 Haz. 2008, 20:36 tarafından Admin
» AK Parti kapatılırsa denetim başlar
Perş. 26 Haz. 2008, 20:33 tarafından Admin
» Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinde 'PKK'lı temizlikçi' skandalı
Perş. 26 Haz. 2008, 20:29 tarafından Admin
» CHP ve MHP ortak bildiride buluştu!
Perş. 26 Haz. 2008, 20:25 tarafından Admin
» Yeşilay' ın uyuşturucu raporu
Perş. 26 Haz. 2008, 20:04 tarafından Admin
» Başbuğ, başbakanlıktaki sürpriz görüşmenin nasıl gerçekleştiğini anlattı
Çarş. 25 Haz. 2008, 21:29 tarafından Admin
» 'Kapatma davası enflasyonu ve faizi yükseltti, bedeli çok ağır'
Çarş. 25 Haz. 2008, 21:22 tarafından Admin
» Taraf'tan ilginç belge: Dağlıca baskınını Genelkurmay önceden biliyordu
Çarş. 25 Haz. 2008, 12:53 tarafından Admin
» CHP bir başka televizyon kanalına da para aktarmış
Çarş. 25 Haz. 2008, 12:48 tarafından Admin
» Cumhurbaşkanı Gül'den ekonomide titizlik uyarısı
Çarş. 25 Haz. 2008, 12:46 tarafından Admin
» Bahçeli'nin 'kenara çekil' teklifi yargısız infaz, ibretle izliyorum
Çarş. 25 Haz. 2008, 12:40 tarafından Admin
» Sürpriz buluşma; Başbakan, Kara Kuvvetleri Komutanı'nı Başbakanlık konutuna çağırdı
Salı 24 Haz. 2008, 22:40 tarafından Admin
» Yargıtay Genel Kurulu beraat kararını onadı
Salı 24 Haz. 2008, 22:36 tarafından Admin
» ATAK Helikopter Projesi resmen imzalandı
Salı 24 Haz. 2008, 20:06 tarafından Admin
» Taraf meydan okudu: Ortaya çıkarın gazeteyi kapatalım
Ptsi 23 Haz. 2008, 19:51 tarafından Admin
» GENEL SEÇİMLER
Paz 22 Haz. 2008, 20:33 tarafından Admin
» Açıklama, belgenin varlığının itirafıdır
Paz 22 Haz. 2008, 18:38 tarafından Admin
» İlker Başbuğ Mescid-i Aksa'da
Paz 22 Haz. 2008, 18:31 tarafından Admin
» 'Bizim lügatimizde ne bıkkınlık ne de küskünlük var'
Paz 22 Haz. 2008, 18:24 tarafından Admin
» PKK'nın Erzurum-Bingöl sorumlusu öldürüldü
Paz 22 Haz. 2008, 18:21 tarafından Admin
» 7. darbeyi kim yapacak?
Paz 22 Haz. 2008, 17:48 tarafından Admin
» AK Parti Kızılcahamam'da savunma stratejesini belirledi
Paz 22 Haz. 2008, 17:46 tarafından Admin