HERŞEY VATAN İÇİN
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Hukuk ve ekonomi -Eser KARAKAŞ-

Aşağa gitmek

Hukuk ve ekonomi  -Eser KARAKAŞ- Empty Hukuk ve ekonomi -Eser KARAKAŞ-

Mesaj tarafından Admin Perş. 29 Mayıs 2008, 03:34

Hukuk ve ekonomi


Son yıllarda Batı üniversitelerinde "hukuk ve ekonomi" isimli yeni bir bilim dalı gelişiyor; bu dalın ekonomi hukuku kavramıyla hiç ilişkisi yok.



"Hukuk ve ekonomi" yeni bilim dalının temel amacı hukuksal düzenlemelerin, metinlerin, yargı kararlarının ekonomik analizini yapmak, söz konusu hukuksal çıktıların ekonomik temellerini araştırmak ve sonuçlarını öngörmeye gayret etmek.

Bu yeni bilim dalı, kendi tabiatı gereği, hukuksal metinler ve kararları ekonomi biliminin yerleşik terminolojisi ve aletleriyle inceliyor ve konuya yabancı kişileri ilk bakışta tedirgin edebilen sonuçlar ve ifadeler üretiyor.

Bu konuya yakın ilgi duyan bendeniz de bir-iki senedir Bahçeşehir ve Galatasaray üniversitelerinde "Hukuk ve ekonomi" başlıklı bir ders veriyorum; bu ders ve derste kullanılan terminoloji de hukuk kökenli öğrencilerimize biraz tuhaf ve şaşırtıcı gelebiliyor ama aralarından bu konuya yakınlık duyanların sayısı da az olmuyor.

Bu dersi veren ve konuyla ilgili bir kişi olarak da güncel meselelere kaçınılmaz olarak biraz bu pencereden bakıyorum ama bu temelde yaptığım kimi değerlendirmelerin nasıl karşılandığını doğrusu tam kestiremiyorum.

***

Türkiye, son günlerde çok hararetli bir biçimde Yargıtay bildirisini tartışıyor; bu bildirinin ya da muhtıranın da gerçekten tartışılacak çok yanı mevcut doğrusu.

Ben ise bu bildiri sonrası meseleye biraz daha geniş bakmanın ve son Yargıtay bildirisini değil ama yüksek yargı organlarının yani Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay'ın son senelerde ürettiği kararların daha genel ve serinkanlı bir analizinin daha doğru ve yol gösterici olabileceğini düşünüyorum.

Yüksek yargı organları hukuk kararları üretiyorlar; biz iktisatçılar her üretilen "şeye" mal demek alışkanlığına ve terminolojisine sahibiz ve işte tam da bu nedenden yüksek yargı organlarının üretilmiş kararlarına da bu çerçevede bir hukuk malı deyimini kullanıyorum; burada mal kelimesinin yüksek yargı organlarının kararlarını küçümsemek anlamına gelmediğini söylemeye pek gerek yok ama yine de geçerken bir değinmek faydalı olabilir.

Yine biz iktisatçılar, eğitim ve sağlık sektörlerinin üretimi için de mal tabirini kullandığımız için "yükseköğretim malı", "sağlık malı" gibi tabirler teknik olarak doğru ama kulakları bu kullanımlara alışık olmayanlar tepki verebiliyorlar, "eğitim, sağlık gibi yüce konulara nasıl mal diyebilirsiniz?" türü eleştirileri eksik etmiyorlar ama biz de bu eleştirilere yavaş yavaş alışıyoruz.

Aynı mantıkla ve aynı doğrultuda yüksek yargı organlarının hukuk kararları üretimini de "mal" diye nitelendirip, yukarıda belirttiğim gibi bu alana da yani hukuk kararları üretimine de ekonomi biliminin bazı kavramlarını uygulayabiliriz.

İktisat dalında önemli bir kavram uluslararası rekabet ve çağımızda, teknolojinin küreselleşmeyi ve ekonomiyi belirlediği bir çağda uluslararası rekabet üretilen mallara bir anlamda meşruiyet sağlıyor; seneler önce, 1980 öncesi, Prof. Dr. Asaf Savaş Akat Hoca bizdeki yoğun ve vahşi korumacılığı eleştirirken "Edirne'de jandarma (yüksek gümrük vergileri) varken içeride üretilen ticarete konu olabilecek malların meşruiyetinin sorgulanacağını" belirtirdi.

2008 senesine gelindiğinde Asaf Hoca'nın yaptığı bu değerlendirmenin zemini epey değişti, 24 Ocak kararları alındı, Türk parası konvertibilite kazandı, AB ile gümrük birliğine geçildi ve bu süreç sonrasında Türkiye yaklaşık yüzotuz milyar dolar ihracat yapan bir ülke oldu ve bu ihracatın artık sadece yüzde onu tarım malı, yani biz ağırlıklı olarak AB'ye imalat sanayi malı satan bir ülke durumundayız; bir araştırmaya göre şimdilerde İngiltere'de kullanılan dört buzdolabından biri Türkiye çıkışlı.

Ekonomide yaşanan tüm sorunlara ve eksiklere rağmen bu durum Türk imalat sanayisinin bir anlamda uluslararası rekabet ve meşruiyet sınavlarını başarıyla geçtiği anlamına geliyor; Asaf Hoca'nın deyimiyle artık Edirne'de jandarma olmadan da mal üretebiliyoruz.

Buzdolapları piyasada alınan-satılan mallar, bu alana uygulanan yöntemin hukuk üretimi, yüksek yargı kararları malları için uygulamak kimilerine şaşırtıcı gelebilir, zira hukuk/karar malı piyasada alınan-satılan (tradable) bir mal değil.

Ancak, bu hukuk mallarının da uluslararası meşruiyetinin test edilebileceği bir yer var, orası da AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi); içeride üretilen hukuk malları daha evrensel bir meşruiyet kaynağı ve bizim de altında imzamız olan, Anayasa'nın 90. maddesine göre de kanunlarımızın üzerinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümleri ile AİHM'de test ediliyor ve maalesef bu test sonuçları pek parlak değil, zira yüksek yargı organlarının kararları büyük ölçüde bu Mahkeme'de Sözleşme'nin ihlali olarak değerlendiriliyorlar.

Diğer bir anlatımla AİHM bizim yüksek yargı organlarının ürettikleri mallara "clearence", güvenlik belgesi büyük ölçüde vermiyor.

Bu karşılaştırma ve kararların bir mal analizinin yapılması kimilerinin hoşuna gitmeyebilir ama bu yöntem her geçen gün dünyada da daha egemen hale geliyor.

Bu durumdan benim yaptığım çıkarsama ülkemizde imalat sanayi mallarının niteliğinin, evrensel meşruiyetinin yüksek yargı organlarının ürettiği mallara oranla daha yüksek olduğu.

Hukuk malları bizde galiba zihniyet olarak "Türk parasının kıymetini koruma hakkında kanunun" belirleyici olduğu dönemin zihniyeti ile üretiliyorlar ve bu anlamda imalat sanayi malları ile aralarında evrensel geçerlilik açısından yaklaşık otuz sene var ve bu gecikme hukuk malları aleyhine bir gecikme.

Bizde, yüksek yargı organlarının kararlarına belki de böyle bakmak daha ilginç.

ESER KARAKAŞ
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 728
Yaş : 34
Nerden : İstanbul
Kayıt tarihi : 27/05/08

https://istanbul.hareketforum.net

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz