'Başörtüsü kararıyla Meclis'in yetkisi gasp edildi, yargıya güven sarsıldı'

Eğitim özgürlüğünü genişleten düzenlemeyi iptal ederek tarihinin en tartışmalı kararına imza atan Anayasa Mahkemesi'ne tepkiler sürüyor. Karara, hukukçuların ardından sivil toplum kuruluşlarından da sert eleştiriler geldi.

Mahkemenin Anayasa'da olmayan bir yetkiyi kullanarak toplumun vicdanında derin yara açtığını belirten sivil toplum liderleri, "Mahkeme, laiklik ilkesinin korunmasına dayandırdığı kararıyla Anayasa'nın bir başka değiştirilemez hükmü olan demokrasiyi ihlal etti. Meclis'in yetkisini gasp ederek demokrasiyi zedeledi." görüşünde birleşti.

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, kararın toplumun hukuka olan güvenini temelinden sarsacağını kaydediyor. Kararın toplumun vicdanında onlarca soru işareti doğurduğunu anlatan Gündoğdu, "Karar laikliğe dayandırıldı. Ancak laikliğin doğduğu Fransa'da öğrenciler başörtüsüyle okullara girebiliyor. 'Anayasa Mahkemesi başörtüsünü yasaklamalı' diye bağıran ideolojik kesimin bakışına uyulmuş gibi bir kanaat ortaya çıkıyor." diyor. Bu kararın, '550 el de kaldırsanız Meclis'e ait yapılacak bir şey yoktur' anlayışını yerleştireceğini vurgulayan Memur-Sen Genel Başkanı Gündoğdu, şöyle devam ediyor: "Millet iradesinin işe yaramadığını ortaya koyan bir karar var. Millet iradesi yoksa, milletin idaresine engel konuyorsa buna nasıl laik demokratik sosyal bir hukuk devleti diyeceğiz? Halbuki demokrasi de Anayasa'nın değişmez maddesi. Ancak bu karardan sonra Türkiye yargı devleti haline geldi." Mahkemenin kararıyla demokratik rejimin özünün zedelendiğini vurgulayan Hak-İş Başkanı Salim Uslu, Anayasa'nın kuvvetler ayrılığı ilkesinin de açık şekilde ihlal edildiğini ifade ediyor. Uslu, Yüksek Mahkeme'nin Anayasa'nın kendisine vermediği bir yetkiyi kullandığını belirterek, "Zoraki yorumlarla şekil denetiminin ötesine geçilmiştir. Karar bu haliyle hukukî olmaktan çok siyasal bir yorum niteliğindedir. Hukuku ve hukuk devletini koruması gereken bir kurum, hukuk devleti ilkesini çiğnemiştir. Tıpkı 367 kararında olduğu gibi bu karar da tarafsızlık ve hukuka uygunluk bakımından çok daha tartışılır hale gelmiştir." görüşünü dile getiriyor.

Hak-İş Başkanı Uslu, AB ülkeleri de dahil dünyanın hiçbir ülkesinin üniversitelerinde Türkiye'dekine benzer bir başörtüsü yasağı bulunmadığına da dikkat çekiyor. Yükseköğrenimde genç kızların başörtüsü nedeni ile eğitimden alıkonulmasının apaçık bir cinsiyet ayrımcılığı olduğuna dikkat çekiyor. Anayasa Mahkemesi'nin toplumun beklentisini görmezden gelerek, dışlayıcı ve yasaklayıcı bir tutumu sürdürdüğünü söyleyen Uslu, "Türkiye tarihî bir fırsatı yine kaçırmıştır. Demokrasiden, demokratik açılımlardan ve özgürlüklerin genişlemesinden yana bir fırsat ıskalanmış, dışlayıcı ve yasaklayıcı bir tutumun devamından yana tercihte bulunulmuştur." ifadelerini kullanıyor.

Kamu-Sen Genel Sekreteri ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk da tepkisini, "Yükseköğretimde eğitim öğretim hürriyeti konusunda yakalanan tarihî bir fırsat kaçmıştır." sözleriyle ortaya koyuyor. Üyelerin verdiği kararla eğitim özgürlüğünün önünün kapandığını dile getiren Koncuk, "Bir devletin işi eğitmek olmalı, engel koymak olmamalı. Hangi sebep ve vesileyle olursa olsun bu temel hakkın bir şekilde çocuklarımızın elinden alınması huzur ve mutluluğunu ciddi şekilde zedeledi." şeklinde konuşuyor. İsmail Koncuk, sonucun milletin hukuka ve yargıya olan güvenini sarstığına dikkat çekerken, ne siyasi partilerin ne de mahkemelerin toplumu kamplara bölme adına tavır sergileme yetkisi olmadığının altını çiziyor.

Yüksek Mahkeme kanun koyuculuğa soyundu

MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı, Anayasa Mahkemesi'nin başörtüsü kararıyla kendisini 'kanun koyucu' konumuna getirdiğini söyledi. Paçacı, çıkan sonucun hukuka olan güveni zedelediğini ve toplumun vicdanında yargıya karşı derin bir yara açıldığını belirtti. Anayasa Mahkemesi'nin Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde de "367 şartı" kararıyla hukukun tarafsızlığına gölge düşürdüğünü vurgulayan Paçacı, "Anayasa'nın 10. ve 42. maddesinde yapılan değişikliğin iptali hususundaki karar, hukuka olan güveni zedelemiş ve yargının tarafsızlığına gölge düşürmüştür. Bu kararlar kamu vicdanında, 'bir şeylere karar veriliyor, daha sonra bunun hukuki altyapısı hazırlanıyor' tarzındaki iddiaların güçlenmesine sebep olmaktadır." dedi.

MHP Genişletilmiş Divan Toplantısı Grand Cevahir Otel ve Kongre Merkezi'nde dün gerçekleştirildi. MHP Divan Toplantısı'na TBMM Başkan Vekili Meral Akşener, MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı, İl Başkanı İhsan Barutçu, milletvekilleri, MYK üyeleri ve çok sayıda partili katıldı. Divan Toplantısı'nın açılış konuşmasını yapan MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı, üniversitelerde başörtüsü yasağını kaldıran anayasa değişikliğini iptal eden Anayasa Mahkemesi'ne sert tepki gösterdi. Yargı mensuplarının tarafsız davranmak zorunda olmaları gerektiğinin altını çizen Paçacı, "Yargı mensupları bu anlamda kendilerinin yasa koyucu değil, uygulayıcı, denetleyici olduklarını dikkate aldıkları ölçüde adaleti sağlarlar." uyarısında bulundu. Yüksek Mahkeme'nin 367 şartı ve Anayasa'nın 10. ve 42. maddelerindeki değişikliği iptal kararıyla yetki aşımı yaptığını vurgulayan MHP Genel Sekreteri, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Anayasa Mahkemesi bu kararıyla yetki aşımı yapmış ve kendisini kanun koyucu konumuna getirmiştir. Bundan sonraki süreçte Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yeni anayasa değişiklikleri vesayet altına girmiştir. Zira yapılabilecek her anayasa değişikliğinin yorum ile Anayasanın 1., 2., 3. ve 4. maddeleri ile ilişkilendirilmesi her zaman mümkün hale gelmiştir."

Paçacı, parti olarak yaklaşık 40 yıldır devam eden üniversitelerde başörtüsü sorunun bireysel hak ve özgürlükler noktasında çözmek için gayret gösterdiklerini vurgularken, kendilerine yönelik 'Anayasa'nın 2. maddesini değiştirmek istiyor' suçlamasına sert çıktı: "Anayasanın 2. maddesinde belirtilen Cumhuriyet'in temel niteliklerini değiştirmek istiyor gibi bir iddiada bulunmaya kimsenin hakkı yoktur, haddi de değildir."

MHP Genel Sekreteri Paçacı, Anayasa Mahkemesi'nin sorunu çözmüş gibi görünse de aslında problemi daha da derinleştirdiğini vurguladı. Türkiye'nin her şeye rağmen bir hukuk devleti olduğunu ifade eden Paçacı, başta hükümet olmak üzere hiçbir kişi veya grubun gerginliği artıracak tavırlar içine girmemesi gerektiğini söyledi. Paçacı, "İnanıyorum ki soğukkanlılığın, sağduyunun egemen olduğu bir ortamda problemlerin aşılması da kolay olacaktır." dedi. Bayram Kaya, İstanbul

AK Parti, krizi diyalogla aşmak istiyor

Anayasa Mahkemesi'nin başörtüsüyle ilgili düzenlemeyi esastan bozması, siyaseti yeni bir krizin içine soktu. Yaşanan tıkanıklığı aşmak için 'liderler zirvesi' öneren TBMM Başkanı Köksal Toptan, yeni sürecin sağlıklı bir şekilde oluşturulabilmesi için diyalog ortamının şart olduğunu düşünüyor. Toptan'ın talebine tüm partilerin olumlu karşılık vermesi durumunda 23. Yasama Dönemi'nde ilk kez bütün liderler bir araya gelmiş olacak. AK Parti de, yeni yol haritasını bu toplantıdan çıkacak tabloya göre şekillendirecek.

TBMM, yeni haftaya Anayasa Mahkemesi'nin kararı ve sonrasında ortaya çıkan tartışmalarla girecek. Hafta boyunca gündeme hâkim olması beklenen karar, bugün öncelikle Bakanlar Kurulu ve AK Parti Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantılarında ele alınacak. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın başkanlık edeceği toplantılarda, AK Parti'nin gelişmeler üzerine nasıl bir siyaset izleyeceği tartışılacak. Erdoğan, bu toplantılarda şekillenen düşüncelerini TBMM Grup Toplantısı'nda dile getirecek. Mahkeme kararıyla ilgili bugüne kadar herhangi bir yorumda bulunmayan Erdoğan'ın, yarınki toplantıda partisinin bundan sonra neler yapacağına dair ipuçları vermesi bekleniyor. Erdoğan'ın ardından CHP lideri Deniz ****** da grup toplantısında mahkemenin kararına ilişkin düşüncelerini yineleyecek. Aynı gün MHP ve DTP gruplarında da başörtüsüyle ilgili düzenlemenin iptali değerlendirilecek.

TBMM Başkanı Toptan'ın liderler zirvesi projesinin ise hafta ortasında gerçekleşmesi bekleniyor. Meclis'te temsil edilen AK Parti, CHP, MHP, DTP, DSP, BBP ve ÖDP liderlerini bir araya getirmeyi hedefleyen Toptan, partileri ortak bir paydada buluşturmayı planlıyor. Zirve öncesinde her parti kendi içinde yapacağı değerlendirmeyle son gelişmeler konusunda net bir politika edinmeye çalışacak. Tüm siyasi partilerin davete icabet etmesi durumunda liderler ilk kez bir araya gelmiş olacak. Habib Güler, Ankara

BBP'ye göre çare, yeni bir anayasa üzerinde uzlaşmak

BBP, TBMM'de grubu bulunan partilere "yeni bir anayasa metni üzerinde uzlaşma" çağrısında bulundu. Partinin Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı sonucunda yayınlanan bildiride, 'Anayasa Mahkemesi'nin eğitim özgürlüğünü genişleten anayasa değişikliğini iptal etmesi sert bir dille eleştirildi. Bildiride Mahkeme'nin bu kararla sadece kendi konumuna değil millet-sistem ve millet-siyaset ilişkisine de zeval getirdiği belirtildi. Bildiride "Denetlemek ve uygulamakla yükümlü yargı kurumu, demokrasinin en temel ilkesi olan kuvvetler ayrılığı ilkesini altüst ederek hukuk sistemi içinde kendisine tanınan statüyü aşmıştır.'' denildi. MKYK bildirisinde, "Anayasa'da, cemiyetin toplumsal ihtiyaçlarına göre başörtüsünü serbest bırakacak bir 'laiklik' tanımı yapılması'' talep edildi. Ayrıca TBMM'de grubu bulunan siyasi partilerin yeni bir anayasa metni üzerinde uzlaşması ve "Türk milletini 12 Eylül cuntası ürünü anayasadan kurtarılması'' istendi. Ankara, Cihan

Meclis'te yoğun gündem, ilk sırada TRT Kanunu var

Meclis, yoğun bir haftaya daha giriyor. TBMM Genel Kurulu'nda, yarın görüşmeleri yarım kalan TRT Kanunu'nda değişiklik yapan yasa tasarısına devam edilecek. Tasarının, 10. maddesinin oylamasının ardından yürürlük ve yürütme maddeleri görüşülecek. Bu tasarının görüşmelerinin tamamlanmasının ardından yabancılara mülk satışını düzenleyen Tapu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa Tasarısı ele alınacak. Tasarıya göre, yabancı uyruklu kişi ve kuruluşlar, uygulama imar planı ve mevzi imar plan sınırları içerisinde kalan toplam alanların yüzölçümünün yüzde 10'una kadar olan kısmında taşınmaz edinebilecek. Genel Kurul'da, Türk Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı ile Askerlik Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasını öngören teklifin de bu hafta görüşülmesi bekleniyor.

Meclis'te yoğun gündem, ilk sırada TRT Kanunu var

Meclis, yoğun bir haftaya daha giriyor. TBMM Genel Kurulu'nda, yarın görüşmeleri yarım kalan TRT Kanunu'nda değişiklik yapan yasa tasarısına devam edilecek. Tasarının, 10. maddesinin oylamasının ardından yürürlük ve yürütme maddeleri görüşülecek. Bu tasarının görüşmelerinin tamamlanmasının ardından yabancılara mülk satışını düzenleyen Tapu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa Tasarısı ele alınacak. Tasarıya göre, yabancı uyruklu kişi ve kuruluşlar, uygulama imar planı ve mevzi imar plan sınırları içerisinde kalan toplam alanların yüzölçümünün yüzde 10'una kadar olan kısmında taşınmaz edinebilecek. Genel Kurul'da, Türk Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı ile Askerlik Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasını öngören teklifin de bu hafta görüşülmesi bekleniyor.