HERŞEY VATAN İÇİN
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Gül, Milli irade tartışmalarına noktayı koydu: Türkiye'nin kalbi TBMM'dir

Aşağa gitmek

Gül, Milli irade tartışmalarına noktayı koydu: Türkiye'nin kalbi TBMM'dir Empty Gül, Milli irade tartışmalarına noktayı koydu: Türkiye'nin kalbi TBMM'dir

Mesaj tarafından Admin Perş. 12 Haz. 2008, 18:28

Gül, Milli irade tartışmalarına noktayı koydu: Türkiye'nin kalbi TBMM'dir Gul2

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin kritik bir dönemden geçtiğini belirterek, ülke enerjisinin böyle bir dönemde kıran kırana iç çekişmelerle harcanmaması gerektiğini söyledi.

Gül, resmi ziyaret gerçekleştirdiği Hırvatistan'ın Dubrovnik kentinde gazetecilerle sohbet toplantısı düzenledi.

Cumhurbaşkanı Gül, bir gazetecinin, TBMM Başkanı Köksal Toptan'ın TBMM Başkanvekilleri ve Meclis'teki siyasi partilerin grup başkanvekilleriyle yaptığı toplantıyı hatırlatarak, ''siyasetteki gelişmeleri nasıl değerlendirdiğinin'' sorulması üzerine, şunları söyledi:

''Türkiye, enerjisini kıran kırana iç çekişmelerle harcamamalı. Hele hele böyle bir dönemde bunu hiç yapmamalı. Küreselleşmiş dünyadaki gelişmeleri herkes görüyor. Türkiye'nin risk primini yükseltmenin Türkiye'ye maliyetinin ne olduğunu herkesin görmesi gerekir.

Kritik bir dönemden geçiyoruz. Üstüne üstlük, Türkiye terörle de mücadele ediyor. Türkiye'nin tüm kurumlarının güçlü olması gerek. Tersi olursa geçmişte nasıl ödediysek yine maliyetini öderiz. Demokratik hukukun herkesin saygı duyacağı ilkeleri var. Demokratik ülkelerde nasıl oluyorsa öyle olmalı. TBMM, halk iradesinin en üst düzeyde temsil edildiği yerdir. Oradaki siyasi partilerin bir araya gelip konuşması da önemlidir.''

Gül, Anayasa Mahkemesi'nin başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılmasına ilişkin anayasa değişikliğini iptal etmesinin ardından hukuki tartışmaları nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, ''yüksek mahkemenin gerekçesinin çıkması gerektiğini'' belirtti.

''Anayasa nasıl değiştirilir bunun kuralları yazılı'' diyen Gül, ''Gerekçeyi görünce nasıl bir neticeye vardıklarını göreceğiz'' şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'de farklılıkları görüşerek, diyalogla ve normal demokratik ülkelerde nasıl oluyorsa bu şekilde halletmeye ihtiyaç olduğunu, bunu için gerekli olan demokrasi ve hukukun evrensel ilkelerini en üst düzeyde tutmanın yolunun AB ile müzakere sürecinden geçtiğini söyledi.

Dubrovnik'te dinlendiği Rixos Otel'de gazetecilerle sohbet toplantısı düzenledi.

Cumhurbaşkanı Gül, bir gazetecinin, TBMM Başkanı Köksal Toptan'ın TBMM Başkanvekilleri ve Meclis'teki siyasi partilerin grup başkanvekilleriyle yaptığı toplantıyı hatırlatarak, ''siyasetteki gelişmeleri nasıl değerlendirdiğinin'' sorulması üzerine, ''Türkiye, enerjisini kıran kırana iç çekişmelerle harcamamalı. Hele hele böyle bir dönemde bunu hiç yapmamalı'' dedi.

Küreselleşen dünyadaki ekonomik gelişmeleri herkesin gördüğünü anlatan Gül, petrol, gıda ve metal fiyatlarındaki artışa, faizlerin yükselmesine kimsenin ''bana ne'' diye yaklaşamayacağını ifade etti.

''Türkiye'nin risk primini yükseltmenin Türkiye'ye maliyetinin ne olduğunu herkesin görmesi gerektiğini'' anlatan Gül, sözlerine şöyle devam etti:
''Ben, Türkiye böyle siyasi bir çalkantıya girdiği gün Senegal'den gelirken, 'Bütün bunların Türkiye'ye maliyetini herkesin iyi hesaplaması gerekir' dedim. 'Her olayın neticesinin Türkiye'ye maliyeti ne olur, bunu herkesin, hepimizin çok iyi görmesi gerekir' dedim.

Şimdi kritik bir dönemden geçiyoruz. Türkiye'de farklılıklar, ayrılıklar tabii ki olacaktır ama bunları görüşerek, diyalogla normal demokratik ülkelerde nasıl oluyorsa bu şekilde halletmeye ihtiyaç var. Üstüne üstlük, Türkiye bir de terörle mücadele eden bir ülke. Çevresinde çok önemli siyasi olaylar olan bir ülke. Türkiye'nin geleceğini belirleyici olayların cereyan ettiği bir ülke. Böyle bir dönemden geçerken, Türkiye'nin tüm kurumlarının, herkesin en güçlü olması gerek. Tersi olursa maliyetini de hep beraber öderiz, geçmişte nasıl ödediysek.

Demokrasinin evrensel ilkeleri var, hukukun üstünlüğü var herkesin saygı duyacağı. Bugünkü dünyada her şey şeffaf. Sadece Türkiye'nin içinde değil dünyada her şey şeffaf. Herkes herkesi görüyor. O yüzden her şey bize saygı duyulmasını gösterecek şekilde gelişmeli. Herkes birbiriyle konuşabilmeli. Farklı ne düşünüyorsa bunları tartışabilmeli. Neticede demokratik ülkelerde bu işler nasıl oluyorsa öyle hallolmalı.''

-''MECLİS TÜRKİYE'NİN KALBİ''-

Cumhurbaşkanı Gül, Anayasa'nın gayet açık olduğunu ifade ederek, meselelerin, Anayasa'nın rehberliğinde, demokrasinin evrensel ilkelerinde ve hukukun üstünlüğü çerçevesinde halledilmesi gerektiğini vurguladı.

''Meclis'teki siyasi partilerin bir araya gelmesini, bu çerçevede çok önemsediğini'' belirten Gül, ''TBMM, Türkiye'nin kalbidir. Halkın iradesinin temsil edildiği yer TBMM'dir. En üst kurum... Halkın temsilcileri. Dolayısıyla oradaki siyasi partilerin bir araya gelmesi, konuşması, problemleri bazen herkesin önünde bazen de kapıların arkasında oturup konuşabilmeleri çok önemlidir diye inanıyorum. Bu bakımdan böyle bir dönemde bunu gayet faydalı görüyorum'' diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Gül, bir gazetecinin, ''AK Parti'nin kapatılması istemiyle açılan davanın seyri açısından tartışmaların yargının üzerinde yoğunlaştığı'' ifade ederek, ''Bunu tehlikeli buluyor musunuz'' sorusuna, ''Ayrıntıya girmek istemem. O zaman herkes farklı istikametlere çekebiliyor'' karşılığını verdi.

Herkesin olup biten her şeyin maliyetinin nereye vardığını görmesi gerektiğini belirten Gül, ''Şunu unutmayın ki, Türkiye, tarihinde çok büyük fırsatları kaçırmıştır. Eğer AB ile en kötü şartlarda müzakere yapıyorsak, şöyle bir geçmişimize bakın. Ne fırsatlar kaçırdık'' dedi.

Yeni fırsatların kaçırılmaması gerektiğini belirten Gül, Türkiye'nin bölgesinde güvenilir bir ada olabileceğini, gıpta ile gösterilebileceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yapılması gerekenin, demokrasinin evrensel ilkelerini, hukukun ilkelerini en üst seviyede tutmak olduğunu belirterek, bunun yolunun da bugün AB ile müzakere sürecinden geçtiğini kaydetti.

Bu sürecin, hem hukuk hem ekonomi hem de demokrasi açısından Türkiye'de Avrupa standartlarını üstlenmek anlamına geldiğini dile getiren Gül, ''Bunları ne kadar çok yaptıysak, Türkiye o kadar çok güvenilir, öngörülebilir bir ülke oldu. O kadar da Türkiye'ye yatırım geldi'' dedi.

-''GEREKÇEYİ GÖRÜNCE...''-

''AK Parti hakkındaki kapatma davasının AB ile müzakereleri nasıl etkileyeceğine'' ilişkin soru üzerine, Gül, ''Bunları ben konuşmayayım. Siz tahmin edin. Ne görüyorsunuz, ne düşünüyorsunuz? İnsanlarla konuştuğunuzda intibalarınız ne? Bunları siz anlatabilirsiniz, siz konuşabilirsiniz. Beni bu işlere sokarak, 'Cumhurbaşkanı şöyle söylüyor, böyle söylüyor' diye hiç kimse manşet çıkartma peşinde olmasın'' diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Gül, bir gazetecinin, Anayasa Mahkemesi'nin, üniversitelerde başörtüsünü serbest bırakılmasına ilişkin Anayasa değişikliğini iptal kararı ve ardından yaşanan tartışmalarla ilgili bir soruyu yanıtlarken, ''öncelikle Anayasa Mahkemesi'nin gerekçesinin görülmesi gerektiğini'' söyledi. Gül, ''Anayasa'da, Anayasa nasıl değiştirilir bunun kuralları, usulleri yazılı. Anayasa Mahkemesi'nin gerekçesini beklemek gerekir. Gerekçeyi görünce nasıl bir neticeye vardıkları hakkında ancak kanaat elde edilebilecek'' dedi.

-AB ÜYELİK SÜRECİ VE FRANSA'NIN DÖNEM BAŞKANLIĞI-

AB Dönem Başkanlığı'nı Fransa'nın devralacağının hatırlatılması ve bu konudaki beklentilerinin sorulması üzerine, Gül, Fransa'nın, dönem başkanlığında daha sorumlu davranacağını tahmin ettiğini söyledi. Fransa'da Türkiye'nin üyeliğiyle ilgili farklı görüşler olduğuna dikkati çeken Gül, ''Sorumluluk alınca daha objektif olunur'' dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin Fransa'daki tartışmalara takılmaması, kendi işini yapması gerektiğini ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti:

''Bugün böyle olur, yarın öyle olur. Oraya hiç bakmayalım biz. Bakacağımız şey şu: Avrupa halklarını hazırlamak için Türkiye'nin imajını, zenginliklerini, Türkiye'nin Avrupa'ya neler katacağını anlatmakla meşgul olalım. Diğerlerinin cevaplarını diplomatlar, hükümet üyeleri veriyor. Bizim yapacağımız, kendi işimizi yapmak. Bunu da hem kendi halkımızın çıkarına ama aynı zamanda da müktesebatın gereği olduğu için yapacağız. Şimdiye kadar bu yolda yaptığımız hangi şey kötü? Ama daha çok şey yapmamız lazım. Yaptıkça da Türkiye güçleniyor, kuvvetleniyor. Zayıflamıyor. O yüzden biz mesafe alalım. İleride daha kötü yıllar gelebilir. Bunu açık söylüyorum. Zaten Türkiye bu fırsatı son anda yakaladı. Müzakerelere en zor şartlar altında başlandı, en zor şartlar altında yürütülüyor.

Avrupa'nın kendi içinde ekonomik, sosyal bir çok problemleri var. İleride durum daha farklı olabilir. Bu günlerin değerini bilip hepimizin yoğun bir çalışma içerisinde olması gerekir. Siyasetçilerin, hükümetin, kurumların, herkesin üstüne düşenler var. Bütün kurumlar tarama sürecine katıldı. Sadece bakanlıklar değil, bağımsız kurumlar, yargı, silahlı kuvvetlerimiz, üniversitelerimiz sürece katıldı. Dolayısıyla hepsinin yapması gerekenler var. Topyekün Türkiye'nin standartlarını yükseltmesi gerekiyor. Bununla meşgul olmamız gerekiyor. Umarım ki, 2008, enerjimizi iç meselelerle kaybettiğimiz bir yıl olmaz. Tekrar hızlı bir şekilde toparlanıp bunlara yöneldiğimiz yıl olur.''

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Hırvatistan'da ekonominin serbestleşmesi için mentalite değişikliği gerektiğini, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin bu şekilde daha da gelişebileceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Gül, gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında, soruları yanıtlamadan önce Hırvatistan ziyaretine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Gül, iki ülkenin tarihten gelen bir beraberliği olduğunu ancak Hırvatistan'ın bağımsızlığını kazanmasının ardından ilişkilerin daha da geliştiğini vurguladı. Hırvatistan'ı tanıyan ilk ülkelerden birinin Türkiye olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin o dönemdeki yöneticilerinin en zor durumlarında Hırvat halkına el uzattığını söyledi.

Türkiye'nin, Hırvatistan'ın NATO ve AB üyeliğini desteklediğini de hatırlatan Gül, ''Hırvatistan daima ilgi gösterdiğimiz bir ülke oldu'' diye konuştu.

Hırvatistan'ın küçük bir ülke olması dolayısıyla AB ile müzakere sürecinin daha kolay yönetildiğini ifade eden Gül, bu ülkedeki bütün siyasi partilerin AB ile müzakere sürecinde bütünleştiğini dile getirdi.

Türkiye'nin Balkanlar için önemli bir ülke olduğuna dikkati çeken Gül, Balkanlar'da işbirliği konusunda da Hırvatistan ile aynı politikaların takip edildiğini söyledi.

İki ülkenin Bosna Hersek'in geleceğinin şekillenmesinde yakın bir çalışma sergilediklerini dile getiren Gül, Hırvatistan'ı Balkanlar'ın istikrar ve huzuru için önemli devlet olarak gördüklerini belirtti.

Hırvatistan'ın 6 bin 200 kilometrelik sahil şeridine sahip olduğunu ve turizm konusunda büyük potansiyeli bulunduğunu kaydeden Gül, Hırvatistan'ı ekonomik açıdan da yatırım yapılacak bir ülke olarak değerlendirdi.

Türkiye ile Hırvatistan arasındaki ekonomik ilişkilerin siyasi ilişkiler kadar gelişmediğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Gül, son dönemde hem büyük şirketlerin hem de KOBİ'lerin bu ülkeyi yakından takip ettiğini ifade etti.

Hırvatistan'ın eski Yugoslavya'nın bir parçası olarak muhafazakar, içe dönük bir ülke olduğunu söyleyen Gül, ''Bu insanlara da sirayet ediyor. Nasıl biz Türkiye'de zorluklarla karşılaşınca 'Mentalite değişmesi gerekir, bir gecede her şey hallolmaz' diyoruz... Burada da aynı şekilde. Mentalite değişikliğine ihtiyaç var. Ekonominin serbestleşmesi açısından söylüyorum. O açıdan biraz tutucular herhalde. Bundan dolayı çok fazla karşılıklı iş yapılamadığını gördük'' dedi.

Hırvatistan'da Türkiye'ye çok özel bir dostluk, sempati ve yakın alaka gösterildiğini belirten Gül, karşılıklı ilişkilerin gelişmesi için de çaba harcandığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin Balkanlar'daki bütün ülkelerle olduğu gibi Hırvatistan ile de ilişkilerinin çok yakın şekilde devam edeceğini kaydetti.

-DUBROVNİK'İN ÖNEMİ-

Cumhurbaşkanı Gül, Hırvatistan'ın tarihi ve turistik kenti Dubrovnik'in tarih boyunca Venedik ile rakip olduğunu kaydederek, Venediklilerin saldırısından korunmak için Dubrovnik'in Osmanlı İmparatorluğu ile işbirliğine gittiğini anlattı.

İşgal ve savaş görmeyen bir kent olan Dubrovnik'te Osmanlı İmparatorluğu'na ait çok sayıda belge bulunduğuna dikkati çeken Gül, bu belgelerin çok iyi korunduğunu, yapılan işbirliği anlaşmasıyla da belgelerin kamuoyuyla paylaşılacağını bildirdi.

Bu arada, Cumhurbaşkanı Gül ile Hırvatistan'a gelen Devlet Arşivleri Genel Müdürü Yusuf Sarınay, Dubrovnik'teki tarih arşiv müdürlüğünün temsilcisine Osmanlı hoşgörüsünü yansıtan fermanlardan oluşan ''Gökkubbe Altında Birlikte Yaşamak'' kitabını hediye etti.

-''ÖNEMLİ OLAN FİNALE ÇIKMAK''-

Cumhurbaşkanı Gül, basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Avrupa Futbol Şampiyonası'na da değindi.

Bir gazetecinin, Beşiktaş'a yeni sezonda Hırvat futbolcuların transfer edildiğini ve Avrupa Futbol Şampiyonası'nda Türkiye ile Hırvatistan'ın yer aldığını hatırlatarak, ''Türkiye ile Hırvatistan final oynar mı?'' sorusu üzerine, Gül, ''Oraya çıkalım da... Önemli olan o. Önemli olan finali oynayacak duruma gelmek. Beşiktaş'tan önce şimdi milli takımla ilgileniyoruz. Dünkü galibiyet hepimizi çok sevindirdi. Bundan sonraki maçta da umarım iyi bir başarı gösterirler'' dedi.

Türkiye ile Hırvatistan arasındaki dostluğun sporda da kendisini gösterdiğini anlatan Gül, Hırvatistan'ın spor alanında çok başarılı olduğunu belirtti. Gül, ''Türkiye'ye de çok başarılı Hırvat sporcular geldi. Umarım Beşiktaş'a gelen Hırvat sporcular da çok başarılı olur bu sene. Ne de olsa Beşiktaşlılar şampiyonluğu çok özledi. Biraz gecikti...'' diye konuştu.
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 728
Yaş : 34
Nerden : İstanbul
Kayıt tarihi : 27/05/08

https://istanbul.hareketforum.net

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz